https://pejoss.com/index.php/pub/issue/feed Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) 2025-08-31T00:00:00+03:00 Editor editor@pejoss.com Open Journal Systems <p>Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS); 2017-2020 yılları arasında yılda bir yayınlanmış, 2020 Haziran ayından itibaren ise aylık ve gerekli durumlarda özel ya da ek sayılar da yayınlayabilecek şekilde, en fazla 25 makalenin yer alabileceği sayı ile yayımlanması planlanan <strong>uluslararası hakemli ve indeksli</strong> bir e-dergidir.</p> https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/757 Sektörlerin Finansal Performanslarının Moora ve Topsıs Yöntemleri İle Karşılaştırılması 2025-08-16T23:00:54+03:00 Esra Demirel esrademirel@comu.edu.tr <p>Bu çalışmada 2023 yılı için seçilen 16 sektörün finansal performanslarının MOORA ve TOPSIS yöntemleri ile bulunarak karşılaştırılması amaçlanmaktadır. Çalışmada kullanılan veriler TCMB’nin sitesinden alınmıştır. TOPSIS ve MOORA yöntemlerinden elde edilen sonuçlara göre 2023 yılında en iyi finansal performans sergileyen sektörler ile en kötü finansal performans gösteren sektörlerin aynı olduğu tespit edilmiştir. Her iki yöntemde de en iyi performans gösteren sektörlerin Bilgi ve İletişim Sektörü; Gayrimenkul Faaliyetleri Sektörü ile Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı Sektörü olduğu ve en kötü performans gösteren sektörlerin İdari ve Destek Hizmet Faaliyetleri Sektörü, İnşaat Sektörü ile Su Temini, Kanalizasyon, Atık Yönetimi ve İyileştirme Faaliyetleri Sektörü olduğu saptanmıştır.</p> 2025-08-31T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/762 Türkiye’de 2023 Vergi Politikaları Tabanlı Enflasyonist Sürecin Borsa İstanbul Üzerine Etkileri 2025-08-24T18:37:14+03:00 Mehmet Kuzu mehmetkuzu86@gmail.com <p>Vergisel kaynaklı, enflasyon vergi artışları sonrası talep yönlü enflasyonu ifade ederken, vergisel itmeli enflasyon, dolaylı vergi artışları sonrası maliyet yönlü enflasyon anlamına gelmektedir. Bu araştırmanın amacı, 2023 yılı seçimlerinden sonra Türkiye’de yürürlüğe giren yeni vergi politikalarının neden olduğu enflasyonist şokların Borsa İstanbul’daki hisse senedi fiyatları üzerindeki etkisini analiz etmektir. Araştırma kapsamında 2006-2024 dönemine ait aylık veriler kullanılarak Kolmogorov-Smirnov testi, zamana göre değişen Granger nedensellik testi, sağlam (robust) regresyon modeli FLS-MATRIX yöntemi, etki-tepki analizi, tarihsel ayrıştırma gibi çeşitli ekonometrik yöntemler uygulanmıştır. Kolmogorov-Smirnov testi sonuçlarına göre, 2023 yılı haziran ayı ile yürürlüğe girmeye başlayan yeni vergi politikalarına ilişkin düzenlemeler sonrası dönemde hisse senedi fiyatlarında anlamlı dağılım değişiklikleri olduğu dikkat çekmektedir. Zamana göre değişen Granger nedensellik testi, toplam vergi gelirlerinin BİST-100 endeksi üzerinde belirleyici bir faktör haline geldiğini ortaya koyarken, FLS-MATRIX yöntemiyle yapılan analizler, toplam vergiler, dolaysız vergiler ve özellikle dolaylı vergilerdeki artışın maliyet enflasyonu yoluyla hisse senedi fiyatlarında oynaklığı artırdığını ifade etmektedir. Bir diğer yönden, etki-tepki analizi ve tarihsel ayrıştırma sonuçları, vergisel kaynaklı enflasyonist şokların hisse senedi fiyatları üzerinde başlangıçta pozitif olan etkisinin zamanla zayıfladığını ve piyasanın yeni vergi rejimine adapte olduğunu göstermektedir. Araştırmanın bulguları, vergi politikalarının finansal piyasalardaki oynaklık ve yatırımcı beklentileri üzerindeki etkilerini yönetmek için öngörülebilir ve kademeli değişikliklerin önemini vurgulamaktadır. Elde edilen sonuçlar finansal piyasalarda vergisel temelli olarak fiyatlanan yeni finansal bilgilerin piyasa etkinliğini de artırdığına işaret etmektedir. Bir diğer yönden elde edilen sonuçlar vergisel kaynaklı şokların hem arz hem de talep yönlü enflasyona neden olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bulgu, incelenen dönemde vergi kaynaklı enflasyonla itmeli enflasyonun birlikte geçerli olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca bu iki vergisel enflasyon tipi hisse senedi fiyatlarına da bileşik olarak etki etmiştir.</p> 2025-08-31T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/758 Yerel Yönetimlerde Stratejik Planlama: Kocaeli ve Ontario London Örnekleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme 2025-08-28T19:22:16+03:00 Faruk Selahattin Yolcu selahattin.yolcu@kocaeli.edu.tr S. Mustafa Önen editor@jshsr.org <p>Bu çalışma, küresel dinamiklerin yerel yönetimlere yüklediği karmaşık yönetim sorumlulukları bağlamında, stratejik planlamanın büyükşehir düzeyindeki işlevini Kocaeli (2025-2029) ve Ontario London (2023-2027) örnekleri üzerinden karşılaştırmalı olarak incelemektedir. Araştırmanın önemi, stratejik planların yalnızca yasal bir zorunluluk mu yoksa kentsel vizyon, katılımcılık ve hizmet kalitesini artıran etkin bir yönetim aracı mı olduğu sorusuna yanıt aramasından kaynaklanmaktadır. Çalışmanın amacı, iki farklı idari ve hukuki yapıya sahip büyükşehir yönetiminin stratejik planlama yaklaşımlarını misyon-vizyon, stratejik öncelikler, performans göstergeleri, katılımcılık, izleme-değerlendirme ve sürdürülebilirlik-yenilikçilik boyutlarında analiz etmektir. Nitel araştırma yaklaşımıyla, ikincil veri analizi ve betimsel analiz yöntemi kullanılarak her iki belediyenin resmî stratejik plan belgeleri tematik olarak incelenmiş, ardından benzerlikler ve farklılıklar ortaya konmuştur. Bulgular, Ontario London’un stratejik ortaklıklar, yenilikçi ekonomik kalkınma politikaları ve sürdürülebilir büyüme planlamasında öne çıkan, bütünleşik ve ölçülebilir bir yönetişim modeli sunduğunu; Kocaeli’nin ise çevresel sürdürülebilirlik, altyapı yatırımları ve hizmet odaklı dijital dönüşüm vizyonu geliştirmede güçlü bir performans sergilediğini ortaya koymaktadır. Özellikle Kocaeli’nin, planlama sürecinde paydaşlardan topladığı geniş ölçekli veriler ve bu verileri şeffaf biçimde paylaşma yaklaşımı, katılımcılık ilkesinin somut bir göstergesi olarak öne çıkmaktadır. Bu durum, yerel yönetimlerde veri temelli politika üretiminin önemini pekiştirmektedir. Bu bağlamda, çalışma, farklı bağlamlarda stratejik planlamanın kentsel yönetim kapasitesine etkilerine dair özgün bir karşılaştırmalı analiz sunmaktadır.</p> 2025-08-31T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/754 Türkiye-ABD Güvenlik İlişkilerinde Yapısal Dönüşüm: Savunma Politikası, Jeopolitik ve İttifak Stratejileri 2025-08-12T17:45:27+03:00 Çağlar Özer caglarozer_62@hotmail.com <p>Bu çalışma, Türkiye-ABD güvenlik ilişkilerindeki yapısal dönüşümü, savunma politikaları, jeopolitik dinamikler ve ittifak stratejileri çerçevesinde incelemektedir. Soğuk Savaş’tan günümüze uzanan süreçte, iki ülke arasındaki ittifak, Sovyet tehdidinden başlayarak 1 Mart Tezkeresi, S-400 krizi, F-35 programı ve CAATSA yaptırımları gibi kırılma noktalarıyla şekillenmiştir. Türkiye’nin NATO üyeliği ve stratejik özerklik arayışı, ABD’nin küresel liderlik stratejileriyle zaman zaman çatışmış, özellikle 2010 sonrası dönemde ilişkiler daha karmaşık bir hal almıştır. Çalışma, nitel yöntemlerle, tarihsel ve tematik analizler aracılığıyla bu dönüşümün tetikleyici unsurlarını, Türkiye’nin savunma sanayisindeki millileşme çabalarını ve NATO içindeki rolünü değerlendirmektedir. Türkiye’nin çok yönlü dış politikası, Rusya ve Çin ile ilişkileri derinleştirirken, ABD ile enerji güvenliği, siber güvenlik ve savunma sanayiinde işbirliği potansiyelini korumaktadır. Ancak, stratejik özerklik eğilimi ve jeopolitik rekabet, ittifakın doğasını karmaşıklaştırmaktadır. Türkiye’nin savunma sanayisindeki yükselişi ve enerji koridorlarındaki rolü, küresel güç dengelerinde stratejik bir aktör olarak konumunu güçlendirmektedir. Bu bağlamda, çalışma, Türkiye-ABD ilişkilerinin çok kutuplu dünya düzenine geçiş sürecindeki etkilerini ve ittifakın sürdürülebilirliğini analiz ederek, jeopolitik ve savunma politikalarına katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Türkiye ve ABD’nin güvenlik ilişkilerindeki yapısal dönüşüm, iki ülkenin bölgesel krizlere ortak yaklaşımını da yeniden şekillendirmiştir. Özellikle Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu bölgelerinde ortaya çıkan yeni güç dengeleri, tarafların stratejik iş birliği potansiyelini hem sınamakta hem de yeni fırsatlar sunmaktadır. İlişkilerin geleceği, karşılıklı çıkarların dengelenebilmesine ve özellikle kriz yönetimi alanında esnek diplomasi mekanizmalarının etkin kullanımına bağlı görünmektedir.</p> 2025-08-31T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/760 Peygambere İtaatin Allaha İtaat Olması ve Allahın Kitabının Anlamını Düşünmenin Gerekliliği (Nisa Süresi’nin 80 – 82 Ayetlerinin Tahlili) 2025-08-21T02:50:12+03:00 Reem Peksoy rimtabbara@gmail.com <p>Peygamberin (sav) söylediklerinin tamamı Müslümanlar için kanundur. Çünkü İslâm’da hüküm kaynağı Kur’an, sünnet, icmâ‘ kıyastır. İcmâ‘ ve kıyasın dayanağı Kur’an ve sünnettir. Allah’ın peygamberi istediği gibi konuşmaz onun konuşması vahidir. İki türlü vahiyle karşı karşıyayız; namazda okuduğumuz okunan vahiy Kur’an. Diğeri okunmayan vahiy Peygamberin (sav) sünneti. Peygambere (sav) itaat eden Allaha itaat etmiş olur. Peygamber itaat etmeyenlerin başına dikilmez o sadece bir uyarıcıdır. Hesaba çekecek olan Allah’tır. Kur’an ayetlerine karşı çıkan bu kişiler düşünmüyorlar mı? Kur’an’ın tavsiyelerini tavsiye olarak kabul etmiyorlar mı? Kur’an’daki anlamları ve hedeflerini araştırmıyorlar mı? Kur’an 23 yıl sürede Peygambere Allah tarafından indirilmiş kitaptır. Başı sonuyla uyumludur. Hiç kimse Kur’an’dan bir kelime eksiltemez. Kur’an Allah tarafından gönderilmemiş olsaydı onu kabul etmeyenler çok sayıda kusur bulurlardı.</p> 2025-08-31T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/761 Göçün Dişileştirilmesi: Kadın Göçünde Çeşitli Nedenler 2025-08-23T01:26:07+03:00 M. Fatih Demirdağ mfatihdemirdag@hakkari.edu.tr <p>Modern dünyada göç problemi özellikle de kadınların göçü pek çok disiplin tarafından ele alınan mühim bahisler arasında yer almaktadır. Göçün insanlığın kökeni kadar eski olduğu bilinmektedir. Zira göç, insanın var olduğu ilk andan itibaren günümüze kadar devam eden sosyal bir hareketliliktir. İlk göçlerin esasen hayatta kalma ve yaşamı sürdürme maksatlı yapıldığı bilinmektedir. Fakat günümüzde insanlar ekonomik, politik, eğitim veya daha iyi bir yaşam koşulu gibi birçok nedenle göçe yönelmektedir. Son yıllarda ise göçmen nüfustaki kadınların oranının arttığı bilinmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada göç olgusu, kadınların göçü ve bu göçlerin sosyal nedenleri teorik olarak incelenmiştir.</p> 2025-08-31T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/759 Kamu Yönetiminde Stratejik Planlama: Biçimsel Bir Rutin mi, Bilinç Ekseninde Yönetsel Bir Pratik mi? 2025-08-18T17:59:54+03:00 Mehmet Seyda Ozan mseydaozan@gmail.com <p>1980’lerden itibaren Yeni Kamu İşletmeciliği (NPM) reformlarıyla yaygınlaşan stratejik planlama, kamu kurumlarında vizyon inşası ve performans ölçümü açısından merkezi bir araç haline gelmiştir. Ancak planlamanın, bazı durumlarda yalnızca mevzuat gerekliliklerini karşılayan sembolik belgeler olarak rutinleştiği; bazı durumlarda ise kurumsal öğrenmeyi, paydaş katılımını ve demokratik meşruiyeti güçlendiren bir bilinç pratiğine dönüştüğü gözlemlenmektedir. Literatürde çoğunlukla teknik süreçlere ve performans göstergelerine odaklanan mevcut yaklaşımlar, planlamanın zihniyet, kültür ve meşruiyet boyutunu gözden kaçırmaktadır. Bu boşluğu doldurmayı amaçlayan çalışmada, nitel araştırma yöntemine dayalı yorumlayıcı bir desen kullanılarak kavramsal çözümleme gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, Chandler’ın strateji tanımı, Mintzberg’in stratejik planlama eleştirisi, Moore’un kamu değeri yaklaşımı ve DiMaggio ile Powell’ın kurumsal izomorfizm modeli temel kuramsal eksenler olarak ele alınmıştır. Bulgular, stratejik planlamanın işlevselliğinin, tasarım mantığı, uygulama zihniyeti ve bağlamsal koşullar ile şekillendiğini göstermektedir.&nbsp; Stratejik planların yalnızca “raflık belge” haline gelmesi durumunda yönetsel körlüğü artırabileceği; buna karşılık öğrenme odaklı ve katılımcı süreçlerde performansı ve kamu değerini güçlendirebileceği saptanmıştır. Ayrıca kurumsal izomorfizm, planlama süreçlerini benzeşen kalıplara sıkıştırarak rutinleşme riskini artırırken, performans yönetimiyle kurulan ilişki hem tamamlayıcı hem de gerilim içeren sonuçlar doğurabilmektedir. Sonuç olarak çalışma, stratejik planlamayı salt teknik bir yönetim aracı olmanın ötesinde, kamu değerinin üretildiği ve demokratik meşruiyetin yeniden üretildiği bir bilinç pratiği olarak konumlandırmaktadır.</p> 2025-08-31T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/755 Bernardin De Saint Pierre’nin “Hintli Kulübesi” Adlı Eserinin Değerler Eğitimi Açısından Değerlendirilmesi 2025-08-14T13:35:29+03:00 Aynur Pala aynur_pala@yahoo.com <p>Edebi eserler, karakter gelişiminde önemli bir role sahip olan birer araçtır. Hikayeler de bu eserlerin bir türüdür. Edebiyatın bir alt türü olarak kısa hikâyeler yazarın düşünce ve fikirlerini, değerlerini ve dünya görüşlerini dil aracılığıyla okuyucuya aktarır. Bu tür anlatılar, aynı zamanda okuyucularda etik ve estetik farkındalığını geliştirmeyi de amaçlar. Bu çalışma, Bernardin De Saint Pierre’nin “Hintli Kulübesi” hikayesinde yer alan değerleri tanımlamayı amaçlamaktadır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi kullanılmıştır. Araştırma verileri kitaptaki metinler ve diyaloglardan elde edilmiş ve betimsel analiz kullanılarak yorumlanmıştır. Araştırma sonuçları, Hintli Kulübesi hikayesindeki değerler kelime, ifade ve cümlelerle ifade edilmiştir. Hikayedeki karakterler okuyucuya değerli mesajlar iletmektedir. Söz konusu hikâyede en belirgin olarak “alçakgönüllülük”, “tabiat aşkı” ve “dini” değerler göze çarpmaktadır. </p> 2025-08-31T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/756 Sektörel İşlevsel Stratejiler ve Rekabetçi Güçler İlişkisi Ayakkabı Üretim Sektöründe Bir Uygulama 2025-08-15T17:26:30+03:00 M.Kemal Ünsaçar mkunsacar@gmail.com <p>Bu çalışma, Porter’ın Beş Rekabetçi Güç Modeli’ni temel alarak, ayakkabı üretim sektöründeki bir KOBİ örneği üzerinden rekabet dinamiklerinin üretim stratejilerine etkisini incelemektedir. Emek yoğun ve düşük teknolojili yapısıyla öne çıkan bu sektörde, üretim süreçleri tasarımdan lojistiğe kadar dışsal rekabet faktörlerinden yoğun şekilde etkilenmektedir. Nitel araştırma yöntemiyle yürütülen çalışmada, yarı yapılandırılmış görüşmeler aracılığıyla sektör paydaşlarının deneyimleri analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular, sektörde en güçlü rekabet etkeninin müşteri pazarlık gücü olduğunu göstermektedir. Bunu sırasıyla tedarikçilerin pazarlık gücü, ikame ürün tehdidi ve sektördeki yoğun rekabet izlemektedir. Ayrıca, erken tasarım süreçleri, doğal malzeme kullanımı ve tedarik zinciri politikaları gibi unsurların üretim stratejilerini doğrudan şekillendirdiği tespit edilmiştir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Küresel pazardaki düşük maliyetli üreticilerin artan varlığı, yerel üreticileri maliyet optimizasyonu ve inovasyona yöneltirken, aynı zamanda kalite ve sürdürülebilirlik gibi faktörler de tüketici tercihlerini belirlemektedir. Müşterilerin artan pazarlık gücü, firmaları esnek üretim ve kişiselleştirilmiş ürünler geliştirmeye zorlamaktadır. Tedarikçi gücü ise ham madde kalitesi, fiyat istikrarsızlıkları ve özellikle doğal deri gibi premium malzemelerin teminindeki zorluklar nedeniyle kritik önem taşımaktadır. İkame ürün tehdidi, sentetik malzemelerin yaygınlaşması ve hızlı moda trendleriyle daha da belirginleşmekte, bu da üreticileri geleneksel ve modern tasarımları harmanlayan farklılaşma stratejileri geliştirmeye itmektedir. Sektör içi rekabette ise fiyat, kalite, dağıtım kanalları ve marka algısı gibi çok boyutlu bir mücadele söz konusudur. Çalışma, rekabet güçlerinin üretim kararları üzerindeki sektörel etkilerini ortaya koymakta ve gelecek araştırmalar için tedarikçi perspektifinin yanı sıra yönetsel stratejilerin ve dijital dönüşümün rekabet dinamiklerine etkisinin incelenmesini önermektedir. Bu kapsamda, sürdürülebilir üretim modellerinin rekabet avantajı sağlama potansiyeli de ayrıca değerlendirilmelidir.</p> 2025-08-31T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/753 A Comprehensive Review of the Concept of Psychological Climate and Suggestions for Creating a Positive Psychological Climate 2025-07-29T17:05:05+03:00 Yunus Uçar yunisucar@hotmail.com <p>This study comprehensively addresses the concept of psychological climate. Psychological climate refers to all of an individual's positive and negative perceptions of the work environment. It is also one of the fundamental factors that guide an individual's behavior. Originating from Lewin's “field theory” the concept was developed in an organizational context through the work of Litwin and colleagues. Factors influencing psychological climate include trust and meaningfulness, supportive management, role clarity, self-expression, the perceived significance of organizational contribution, recognition, overcoming challenges, organizational experiences and leader-member interaction. Psychological climate directly affects factors such as job involvement, job satisfaction, organizational commitment, organizational citizenship behavior, empowerment and organizational performance. A positive psychological climate leads to significant improvements in these factors. It also enables employees to identify their personal goals with organizational goals, increasing their motivation and effort. Creating a positive psychological climate is crucial for organizational success. The conclusion of the study offers recommendations to managers on how to foster a positive psychological climate. </p> 2025-08-31T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/716 İş Tatmininin Çalışanların Örgütsel Bağlılıklarına Etkisinde Örgüt İkliminin Aracı Rolü 2025-06-04T09:04:17+03:00 Salih Güney salihguney@aydin.edu.tr Burcu Yılmaz editor@jshsr.org <p>İş tatmini kavramı işletmenin başarılı olmasına katkı sağlama konusunda önemlidir. Çünkü insanlar günlük hayatlarının büyük bir zamanı çalışıma yaşamlarında geçirirler ve bu sebeple çalışan memnuniyet ve motivasyonu işletmenin başarısını doğrudan etkilemektedir. Bu çalışmanın amacı, iş tatmininin çalışan kişilerin örgütsel bağlılıkları üzerindeki etkisinin nasıl olduğunu incelerken, örgüt ikliminin bu ilişki üzerindeki aracı rolünü analiz etmektedir. Araştırmanın evreni İstanbul Avrupa Yakası, örneklemi ise Küçükçekmece ilçesinde faaliyet gösteren özel şirketlerde yapılmıştır. Çalışma çerçevesinde öncelik olarak iş tatmini kavramı ele alınmış; tanımı, önemi, bireysel ve örgütü etkileyen faktörler, iş tatmini ile ilgili kuramlar ve sonuçları değerlendirilmiştir. Örgütler ve çalışanların ücret, iş doyumu ve örgütsel bağlılık gibi kavramları incelenmiştir. Araştırmanın değişkenleri arasında birbiri ile ilişkili anlamlar tespit edilmiş, iş tatmini ve örgütsel bağlılığın etkisi ile birlikte örgüt ikliminin bu ilişkideki aracı rol aldığı bulgulamıştır.</p> 2025-08-31T00:00:00+03:00 Telif Hakkı (c) 2025 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS)