Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://pejoss.com/index.php/pub <p>Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS); 2017-2020 yılları arasında yılda bir yayınlanmış, 2020 Haziran ayından itibaren ise aylık ve gerekli durumlarda özel ya da ek sayılar da yayınlayabilecek şekilde, en fazla 25 makalenin yer alabileceği sayı ile yayımlanması planlanan <strong>uluslararası hakemli ve indeksli</strong> bir e-dergidir.</p> Ulmilya Yay Mat Ltd. Şti tr-TR Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) 2687-5640 Etik Liderlik ile Performans Arasındaki İlişki Üzerine Bir Meta Analiz Çalışması https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/545 <p>Etik liderler, organizasyonlardaki bireylerin performans değerlendirmesini iyi kurulmuş etik ve çalışma standartlarına göre yapar ve takipçilerini ödül ve ceza mekanizmasıyla bu standartları takip etmeleri için etkilerler. Kendileri, rol model olarak etik davranış sergiler ve takipçilerin düşünce ve davranışlarını etkilemek için güçlü etik mesajlar iletirler. Etik liderler, doğru değerleri ve sağlam karakteri sergiler, içsel değerler oluşturur, karar verir ve herkesin yararına eylemlerde bulunurlar. Bu nedenle örgütsel olarak performansın artışına etik liderler büyük katkı sağlamaktadırlar. Yapılan çalışmada Sosyal Öğrenme Teorisi ve Etik Etki Teorisinden esinlenerek çeşitli veri tabanlarından tespit edilen 7 eser üzerinden 8 farklı sonucun meta analizi yapılarak ortak bir değer ortaya çıkarılmıştır. Meta analiz sonucunda etik liderlik ile performans arasında 0,420’lik orta güçte bir ilişki bulunduğu belirlenmiştir.</p> Yaşar Şahin Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 741 748 10.5281/zenodo.12603500 İş Sağlığı ve Güvenliği Öğrencilerinin Yaşam Boyu Öğrenme Eğilimlerinin İncelenmesi https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/543 <p>Yapılan çalışmada İş Sağlığı ve Güvenliği programında öğrenim gören öğrencilerin yaşam boyu öğrenme eğilimlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Öğrencilerin değişim ve gelişime açık, öğrenmeye istekli olmaları, yenilikleri takip etmeleri, var olan bilgi ve birikimlerinin güncel olmasını sağlamaları, değişimle beraber gelen güncelliği yakalamaları ve kendi kendini gerçekleştirmeleri önem arz etmekle birlikte Meslek yüksekokulu profilinin günümüzdeki durumu, eğitim programları ve sisteminde gerekli olan düzenlemeler için gerekli düzenlemelerin ve planlamaların yapılması için yol gösterici olacağı düşünülmesi araştırmanın önemine dikkat çekmektedir. Çalışmada nicel araştırma yöntemi olarak karşımıza çıkan tarama modeli ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada rastgele örnekleme yöntemi kullanılarak, örneklem alma yoluna gidilmemiş, 2022-2023 öğretim yılında İstanbul ilinde öğrenim gören 426 önlisans İş Sağlığı ve Güvenliği öğrencisi oluşturmaktadır. Veri toplama aracını önlisans öğrencilerin yaşam boyu öğrenme eğilimlerinin saptanması amacıyla Diker Coşkun (2009) tarafından geliştirilen “Yaşam Boyu Öğrenme Eğilimleri Ölçeği ve araştırmacı tarafından geliştirilmiş kişisel bilgi formu” kullanılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre, İş Sağlığı ve Güvenliği programı öğrencilerin yaşam boyu öğrenme eğilimleri problem doğrultusunda oluşturulan olan yaş, cinsiyet ve sınıf düzeyi gibi değişkenler açısından incelenmiş ve cinsiyet bağlamında anlamlı bir farklılık tespit edilmiş, yaş ve sınıf düzeyi açısından anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir.</p> Akif Kemal Karatepe Ahmet Çabuk Elif İnanlı Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 749 761 10.5281/zenodo.12555825 Bir Kaygı Unsuru Olarak Öğretmenlerin Dijital Yeterlilikleri https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/533 <p>Eğitim teknolojisi, sınıflarda öğrenme deneyimini zenginleştirmek ve öğrencilerin daha etkili bir şekilde öğrenmelerini sağlamak amacıyla kullanılan bir araçtır. Ancak, öğretmenlerin bu teknolojileri kullanma konusundaki kaygıları, başarılı bir entegrasyonun önündeki engellerden biridir. Bu araştırmada öğretmenlerin dijital yeterlilikleri ile eğitim teknolojisi kullanımından kaynaklı duydukları kaygı arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma nicel araştırma yöntemi ile ilişkisel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya 316 sınıf öğretmeni dahil edilmiştir. Öğretmenlerin seçiminde tabakalamalı örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Öğretmenlerin dijital yeterliliklerini belirlemek için Dijital Öğretmen Ölçeği ve eğitim teknolojilerinden kaynaklanan kaygıyı belirlemek için de Eğitim Teknolojileri Kullanımı Kaygısı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçları öğretmenlerin dijital yeterlilikleri ile eğitim teknolojisi kullanma kaygıları arasında negatif yönlü yüksek düzeyde bir ilişkinin olduğunu göstermiştir. Araştırmanın bir diğer bulgusu da öğretmenlerin dijital yeterliliklerinin tüm alt boyutlarda cinsiyet ve mesleki değişkenine göre farklılaştığını göstermektedir. Benzer bir biçimde öğretmenlerin eğitim teknolojisi kullanma kaygıları cinsiyet ve mesleki kıdem değişkenine göre farklılık gösterirken, görev yeri değişkenine göre farklılık göstermemektedir.</p> Mustafa Seyrek Ebru Akbaş Kuzyaka Murat Ceran Olcay Tezcan Savsın Şefika Emel Uyar Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 762 772 10.5281/zenodo.12603675 Okul Spor Kulüplerindeki Zorluklar ve İyileştirme Yolları https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/532 <p>Bu makale, okul spor kulüplerinin karşılaştığı zorlukları ve bu zorlukların üstesinden gelmek için önerilen iyileştirme yollarını inceler. Spor, tarih boyunca toplumların sosyal yapılarında kritik bir rol oynamıştır. Okul spor kulüpleri, öğrencilerin sağlıklı, aktif ve sosyal bireyler olarak gelişimlerine katkıda bulunur. Ancak, yasal düzenlemeler, müfredat kısıtlamaları, yetersiz finansman, düşük katılım oranları, spor yöneticilerinin tutumları, personel ve ekipman eksiklikleri, tesis yetersizlikleri ve zaman yönetimi gibi çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadırlar.</p> <p>Bu zorlukların aşılabilmesi için önerilen iyileştirme yolları arasında spor kulüplerine daha fazla finansal destek sağlanması, okul yönetimlerinin spor kulüplerini tanıtarak öğrenciler arasında ilgiyi artırması, ve antrenman saatlerinin öğrencilerin ders programlarına uygun hale getirilmesi yer almaktadır. Ayrıca, mevzuat ve müfredatın çağın gereklerine uygun olarak güncellenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu şekilde, okul spor kulüpleri gençlerin fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine önemli katkılar sağlayabilir ve sağlıklı yaşam tarzlarını benimsemelerine yardımcı olabilir.</p> Nigar Coşar Dilber Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 773 780 10.5281/zenodo.12603726 Yoksulluğun Azaltılması Strateji Planlarına (PRSP) Giriş: Süreç ve Etkililik İncelemesi. https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/524 <p>Bu çalışma, Yoksulluğu Azaltma Strateji Planı belgelerine kapsamlı bir genel bakışı tanımlamaya çalışmaktadır. Bu, mevcut her ekonomistin anlaması gereken çok önemli bir belgedir. Şu anda dünya, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Gündeminde listelenen on yedi kalkınma hedefini uygulamaktadır. Çalışma, Geçici Yoksulluğu Azaltma Strateji Planı (IPRSP) ve Eksiksiz Yoksulluğu Azaltma Strateji Planları (PRSP) dahil olmak üzere Yoksulluğu Azaltma Strateji Planları belgesiyle ilgili çeşitli temaları ele almaktadır. Çalışma aynı zamanda Yoksulluğu Azaltma Strateji Planları (PRSP) kavramının tarihsel olarak nasıl ortaya çıktığını açıklamaktadır. PRSP yönteminin 1999 yılında sunulmasından günümüze kadar geçen süreyi kapsamaktadır. Çalışmada ayrıca, Yoksulluğu Azaltma Strateji Planları (PRSP) belgelerinin hazırlanmasında yer alması gereken temel ilkeler açıklanmakta ve ilgili Yoksulluğu Azaltma Strateji Planlarının (PRSP) uygulanmasında yoksul ülkelerin karşılaştığı zorluklar ele alınmaktadır. Son olarak, bu planların yoksul ülkelere gerçekten yardımcı olup olmadığı ya da yoksul ülkeleri ve uluslararası finans kuruluşlarını güçlendirmenin başka bir yolu olup olmadığı konusunda genel bir görüş verilecektir</p> Kassim Tafana Kassim Ertan Beceren Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 781 793 10.5281/zenodo.12603784 Sosyal Bilgiler ve Tarih Öğretmen Adaylarının “Öğretmenlik Uygulaması Dersi”ne İlişkin Tutumları ve Değerlendirmeleri https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/551 <p>Öğretmenlik uygulaması dersi, öğretmen adaylarının hizmet öncesinde mesleğe yönelik beceri ve deneyim kazanmaları için önemli bir fırsattır. Öğretmen eğitiminin uygulama sürecinin doğru işleyip işlemediğini öğretmen adaylarının öğretmenlik uygulaması dersine ilişkin tutumları ve değerlendirmeleri ortaya koyabilmektedir. Bu durum, sürecin niteliği ve işlerliği açısından önemlidir. Sosyal bilgiler ve tarih öğretmen adaylarının öğretmenlik uygulaması dersine ilişkin tutumlarını ve değerlendirmelerini sorgulamak için gerçekleştirilen çalışma, 2021-2023 eğitim-öğretim yılları içinde İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan bir üniversitede eğitim gören 102 sosyal bilgiler ve tarih öğretmeni adayı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma, nicel ve nitel yöntemin birlikte kullanıldığı karma yöntem çalışmasıdır. Araştırmanın nicel kısmında betimsel tarama, nitel kısmında ise olgu bilim deseni kullanılmıştır. Çalışmanın nicel verilerinin analizlerinde SPSS programı kullanılmış; frekans, yüzde ve aritmetik ortalama ve t testi değerleri hesaplanmıştır. Nitel verilerin analizinde ise betimsel analiz yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; sosyal bilgiler ve tarih öğretmen adaylarının öğretmenlik uygulaması dersine ilişkin tutumları orta üstü olarak ölçülmüş ve adayların derse ilişkin olumlu tutum geliştirdiği tespit edilmiştir. Cinsiyet ve bölüm değişkenine yönelik yapılan ölçümlerde sosyal bilgiler ve tarih öğretmen adayları arasında cinsiyet ve bölüm açısından anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Öğretmen adaylarının derse ilişkin değerlendirmeleri ise dört kategoride ayrıntılı olarak verilmiştir.</p> Tuba Şengül Bircan Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 794 803 10.5281/zenodo.12603827 Genç Yetişkinlerde İnternet Bağımlılık Düzeyine Etki Eden Faktörlerin İncelenmesi https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/549 <p>İnternetin dünya genelinde hızla yaygınlaşmaya ve endüstrileşmeye başlamasıyla internet bağımlılığı daha görünür hale gelmeye başlamıştır. Bu çalışmada genç yetişkinlerde internet bağımlılık düzeyine etki eden faktörlerin incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu araştırma, nicel desende tarama modellerinden biri olan ilişkisel tarama türünde yapılmıştır. Çalışmada İnternet Bağımlılığı Ölçeği, Dijital Bağımlılık Ölçeği, Benliğin Farklılaşması Ölçeği ve Bilişsel Esneklik Envanteri ile sosyo-demografik bilgileri belirlemek amacıyla hazırlanan Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırma verileri 329’u kadın, 83’ü erkek olmak üzere 412 genç yetişkin gönüllü katılımcıdan Google Forms aracılığıyla toplanmıştır. Araştırma sonuçları, genç yetişkinlerin internet bağımlılığı değeri ortalamanın altında, benliğin farklılaşma düzeyinin ve bilişsel esneklik düzeyinin yüksek olduğunu göstermektedir. Demografik değişkenler içerisinden cinsiyet; bilişsel esneklik ve benliğin farklılaşması ile internet bağımlılığı arasındaki korelasyon katsayıları anlamlıdır. Kadın katılımcıların arasında internet bağımlılığı ortalamaları erkeklere göre daha yüksektir. Buna karşın yaş faktörü ile değişkenler arasındaki korelasyon katsayıları anlamlı bulunmamıştır. Katılımcıların benlik farklılaşması düzeyi ile internet bağımlılığı düzeyleri arsında negatif yönlü ilişki vardır. Bilişsel esneklik ve benliğin farklılaşması düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı düzeyde internet bağımlılığı toplam düzeyini yordamaktadır. Bilişsel esneklik ve benliğin farklılaşması düzeyleri internet bağımlılığı varyansın %12.2’sini açıklamaktadır. Bu çalışma bilişsel esneklik ve benliğin farklılaşması değişkenlerinin genç yetişkinlerin internet bağımlılığı düzeylerini ne kadar yordadığının incelenmesi ile sınırlıdır. Bu bağlamda gelecekte yapılacak çalışmalar ile internet bağımlılığı ile farklı değişkenler incelenmesi önerilmektedir.</p> Kübra Arslan Hüsamettin Çetin Ertuğrul Hatipoğlu Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 804 812 10.5281/zenodo.12603847 Geleneksel Cemaatlerden Sanal Cemaatlere: Dinin Sanal Mecralarda Temsili Üzerine Bir Derleme https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/546 <p>Özellikle 90’lı yıllardan itibaren internetin varlığını yaşantılarımızın her alanında göstermesi, sanal ortamda yeni toplumsal örgütlenmeleri de beraberinde getirmiştir. Cep telefonları, tabletler, mobil ve giyilebilir cihazlarla bireylerin kesintisiz veri ve bilgi akışına maruz kalması, gündelik yaşantılarımızda birçok değer, inanç ve alışkanlıklarımızın değişip dönüşmesine neden olmuştur. Bu değişim ve dönüşümlerden dini inanç ve değerlerimizin etkilenmemesi mümkün değildir. Özellikle semavî dinler, televizyon ve radyo gibi pasif bir etkileşimin ardından internet ile birlikte interaktif bir yapıya bürünmüştür. Dinin ve dinsel olanın internet ortamına taşınması ile geleneksel cemaat örgütlenmeleri bir taraftan sanal ortamda temsiliyet elde ederlerken diğer taraftan dijital çağda varlıklarını geleneksel kodlarla da yaşatmaya devam etmişlerdir. Sanal ortamın sunduğu bu yeni örgütlenme biçimleri son yıllarda araştırmacıların dikkatini çekmiş ve medyadan sosyolojiye, psikolojiden siyaset bilimine kadar farklı disiplinlerde araştırmalara konu olmuştur.</p> <p>Bu çalışma ile dijitalleşme-din ilişkisi çerçevesinde iletişim teknolojilerinde yaşanan değişimin dini inanç, tutum ve alışkanlıklar üzerindeki etkilerini ele alarak literatüre ve bu konudaki tartışmalara katkı sunmak amaçlanmaktadır. Çalışma, argümantatif tartışma yöntemi ile hazırlanmış bir derleme makale çalışmasıdır. Araştırma, sanal cemaatlerin nasıl ortaya çıktığı ve hangi aşamalardan geçerek bugünkü halini aldığının ortaya konulmasıyla başlamaktadır. Ardından coğrafi alanların sınırlılıkları, uzaklıklar ve zamansal sınırların ortadan kalkmasıyla zaman ve mekân kavramlarının nasıl dönüştüğü açıklanmıştır. Mahremiyet ihlallerinin son derece yaygın olduğu sanal ortamda bireylerin gerçek benlikleri yerine kurgusal ve idealize edilmiş benlikleri sergilemeleri sonucunda kimlik ve mahremiyetin iz düşümleri değerlendirilmiştir. Türkiye özelinde de kitleleri Allah ile buluşturma ve İslam’ı insanlara sevdirme gibi argümanlar üzerinden oluşturulan sanal dini cemaatlerin müntesiplerinin dinî inançlarının çelişkide kalması ya da icra edilmeyen bir dinin yaşanması konusunda tartışmalara yer verilerek farklı bağlamlarda ele alınmıştır.</p> Hanife Taşkoparan Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 813 828 10.5281/zenodo.12603907 Abdallar ve İcra Ettikleri Bozlakların Makamsal Yapısı: Kırşehir ve Kırıkkale Örneği https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/548 <p>Anadolu diye de adlandırılan Türkiye coğrafyası, özellikle farklı medeniyetlerin kendisine yuva olarak seçtiği için zengin bir folklor malzemesine ev sahipliği yapmaktadır. Bu nedenle kültür zenginliği bakımından eşsiz bir bölgedir. Bu kültürel zenginlik ve folklorik yapı içerisinde özellikle Abdal geleneğinin yaşatıldığı bölgeler, kültürel açıdan farklı bir yere ve öneme sahiptir. Güney Toroslarla birlikte özellikle Orta Anadolu’yu içine alan bu bölge Anadolu’nun hemen her yöresinde olduğu gibi müzik folkloru bakımından oldukça farklı ve derin bir geçmişe sahiptir. Birçok tarihi belgede Yörük Türkmen Abdal diye adlandırılan bu toplum, dini, toplumsal ve kültürel yaşantıları ile kendilerine has bir yaşam tarzını sürdürürken, aynı zamanda nesiller arası önemli bir kültür aktarıcısı olarak da birçok araştırmaya konu olmuşlardır. Birçok farklı yörede yaşayan Abdalların yaşadıkları göç, acı, ayrılık ve ölüm gibi tarihi olayları ifade edebilme bakımından bozlaklar ayrı bir öneme sahiptir.</p> <p>Türk Halk Müziği repertuvarında uzun havalar önemli bir yer tutmaktadır. Bulundukları yöreye göre farklı isimler alan bu ezgilerin en usta icracıları ise Abdallardır. Abdallar tarafından özellikle Orta Anadolu ve Güney Anadolu'da icra edilen bozlaklar, belki de bunlar arasındaki en özel yere sahiptir. Kırıkkale'nin Keskin ilçesi ve Kırşehir'de yaşayan Abdallar tarafından yaygın olarak icra edilen bozlaklar, Türkmenler, Avşarlar, Baraklar, Beğdili ve Ceritler gibi bazı Türk boyları arasında doğan ve yaşatılan köklü bir gelenek olmuştur. Araştırmada, Abdalların müzikle olan ilişkileri ve genellikle uzun hava türlerinden biri olan bozlakları ustaca icra ettikleri tespit edilmiştir. Bu tespite göre abdalların genel olarak inici seyir özelliğine sahip muhayyer, muhayyer kürdi, acem kürdi, muhayyer sünbüle ve karciğar makamlarında bozlakları icra ettikleri belirlenmiştir.</p> Hamit Önal Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 829 840 10.5281/zenodo.12188133 Hâkim el-Cüşemî’nin et-Tehzîb fi’t-Tefsîr Adlı Tefsirinde Mutlak Müteşâbih Kavramlar https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/552 <p>Bu makalede Hâkim el-Cüşemî’nin <em>et-Tehzîb fi’t-tefsîr</em> adlı tefsirindeki mutlak müteşâbihler araştırma konusu yapılmıştır. Âl-i İmrân sûresi 7. âyette Kur’ân’ın bazı âyetlerinin muhkem bazılarının da müteşâbih olduğundan bahsedilmektedir. Muhkem, anlamının bilinmesi konusunda herhangi bir beyana ihtiyaç duyulmayan âyet demektir. Müteşâbihten maksat ise açıkça izahı yapılamayan âyet demektir. Müteşâbih açıkça izahı yapılamayan âyet olduğu için müteşâbih ile muhkem âyetin tayini konusunda âlimler tarafından muhtelif görüşler ileri sürülmüştür. Bazı âlimlere göre Kur’ân âyetleri birbirleriyle karşılaştırıldığında üçe ayrılır: Mutlak olarak muhkem, mutlak olarak müteşâbih ve bir yönüyle muhkem diğer yönüyle müteşâbih. Kur’ân’da geçen ve mahiyetlerini yalnız Allah’ın bildiği ruh, dâbbetü’l-arz, sûr, huruf-ı mukattaa, istiva, arş, kürsü, levh-i mahfûz, kalem, sidretü’l-müntehâ ve beytü’l-ma‘mûr gibi kavramlar mutlak müteşâbih kapsamına giren kavramlardır. Araştırmamız Mu‘tezilî müfessir Cüşemî’nin tefsirindeki söz konusu mutlak müteşâbih kavramlar ile sınırlandırılmıştır. Araştırmanın amacı Cüşemî’nin<em> et-Tehzîb fi’t-tefsîr</em> adlı tefsirinde Kur’ân-ı Kerîm’deki mutlak müteşâbihleri nasıl ele alıp değerlendirdiğini ve ilgili kavramları tevil edip etmediğini ortaya çıkarmaktır. Bu araştırmada literatür taraması yöntemi kullanılarak Cüşemî’nin<em> et-Tehzîb fi’t-tefsîr</em> adlı 10 ciltlik tefsiri incelenmiştir. Ayrıca araştırmamıza katkı sağlayacak diğer müelliflerin eserlerinden de yararlanılmıştır.</p> Faruk Özdemir Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 841 852 10.5281/zenodo.12603972 Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde Bulunan ve Abdullah el Sayrafî’ye Atfedilen Kur’ân-ı Kerimin Sûrebaşı Bezemelerinin Tezhip Sanatı Bağlamında İncelenmesi https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/547 <p>Tarih boyunca Türkler, ilgi gösterdikleri ilmi sanatla birleştirerek kitap sanatları alanında önemli eserler ortaya koymuşlardır. Farklı kültürlerde ve coğrafyalarda gelişen tezhip sanatının en çarpıcı örnekleri, yazma eserlerde gözlemlenebilir. Yazma eserlerin metinlerinin yanı sıra süslemeleri de büyük bir özen ve ustalıkla yapılmıştır. Bugün birçok müze, özel koleksiyon ve kütüphanede, özenle korunan birçok tezhipli yazma eser bulunmaktadır. Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde yer alan 487 envanter numaralı Abdullah el Sayrafî’ye atfedilen Mushaf-ı Şerif, bu eserlerden biridir. Bu Mushaf-ı Şerifte bulunan sûrebaşı tezhip bezemeleri, çalışmanın konusunu oluşturmuştur. Bu makalede Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde, yazma eserler bölümünde yer alan 487 envanter numaralı Kur’ân-ı Kerimin sûrebaşı bezemeleri tezhip özellikleri bakımından incelenmiştir.</p> <p>Çalışma kapsamında 14.11.2022 ile 18.11.2022 tarihler arasında İstanbul’da bulunan Türk ve İslam Eserleri Müzesi ziyaret edilmiş, Yazma Eser Koleksiyonu dijital ortamda taranarak eser tespiti yapılmıştır. Eserlerin görselleri tek tek incelenerek öncelikle Mushaf’ın yazılış tarihi, kütüphaneye geliş tarihi, kim tarafından yazıldığı ve müzehhibi hakkında araştırmalar yapılmıştır. Daha önce başka bir araştırmaya konu olmaması sebebiyle 487 No’ lu Abdullah el Sayrafî’ye atfedilen Mushaf tercih edilmiştir. Eserde bulunan tezhipli her sayfa için bulunduğu müzeye başvuru yapılmış ve tarafıma 357 sayfa görsel ulaştırılmıştır. Makalede 12 adet sûrebaşı tezhip bezemesi ve bezemeye bitişik sûrebaşı gülü, 1 adet sûrebaşı tezhip bezemesi ve 1 adet sadece sûrebaşı gülü benzer özellikler barındırması esas alınarak sıralanmış, tezhipli bölümlerin çizimleri yapılmış, desen özellikleri, kullanılan motifler ve renkler analiz edilmiştir. Yapılan çalışmayla Tezhip sanatının XIV. yüzyıl dönemi örneğinin araştırılarak bilim ve sanat çevrelerine kazandırılması hedeflenmiştir.</p> Eda Gülbahçe İlker Öztürk Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 853 865 10.5281/zenodo.12604090 Okul Öncesi Öğretmenleri ve Okul Yöneticileri Arasındaki İletişim Sorunları https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/540 <p>Bu araştırmanın amacı; İzmir ilindeki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bağımsız anaokulu ve anasınıflarında görev yapan okul öncesi öğretmenleri ve okul yöneticileri arasındaki iletişim sorunlarını incelemek, çözüm önerileri sunmak, iletişim sorunlarının nedenlerini, etkilerini ve çözüm yollarını ele almaktır. Çalışma kapsamında, nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar arasından örneklem seçimi yapılarak; 18 okul öncesi öğretmeni ve 14 okul yöneticisi ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerden elde edilen veriler, içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, okul öncesi öğretmenleri ve okul yöneticileri arasında iletişim sorunları olduğu tespit edilmiştir. Bunlar arasında iletişim eksikliği, bilgi paylaşımı zorlukları, anlaşmazlık ve güvensizlik gibi sorunlar bulunmaktadır. İletişim sorunlarının nedenleri arasında zaman kısıtlamaları, rol belirsizliği ve iletişim becerileri eksikliği gibi faktörler belirlenmiştir. Çalışmanın öneri bölümünde, okul öncesi öğretmenleri ve okul yöneticileri arasındaki iletişim sorunlarının çözümü için bazı adımlar önerilmektedir. Bunlar arasında iletişim eğitim programlarının geliştirilmesi, iletişim kanallarının çeşitlendirilmesi, iş birliği ve paylaşım fırsatlarının yaratılması, açık ve düzenli iletişimin sağlanması, sorun çözme ve meditasyon süreçlerine başvurulması gibi öneriler bulunmaktadır.</p> <p>Sonuç olarak, okul öncesi öğretmenleri ve okul yöneticileri arasındaki iletişim sorunlarının farkındalığının artırılması ve çözüm odaklı adımların atılması gerekmektedir. Bu araştırma, okul öncesi eğitim kurumlarında iletişim sorunlarının önlenmesi ve daha sağlıklı bir iletişim ortamının oluşturulması için rehberlik desteği sunmayı amaçlamaktadır. İletişim sorunlarının çözümüne yönelik önerilerin uygulanmasıyla, okul öncesi öğretmenleri ve okul yöneticileri arasındaki iş birliği ve etkileşim artacak, öğrencilerin eğitim kalitesi ve memnuniyeti de olumlu yönde etkilenecektir.</p> Şadiye Şermin Çetin Akın Sertbaş Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 866 881 10.5281/zenodo.12639573 Okul Yöneticilerinin Kariyer Gelişimleri https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/541 <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Araştırmanın amacı okul müdürlülerinin kariyer planlamalarının ve kariyer gelişimlerinin tespit edilerek okul yöneticilerinin kariyer hedeflerinin neler olabileceği üzerine incelenmesidir. Bu bağlamda devlet okullarında yöneticilik yapan idarecilerin kariyer beklentileri ile ilgili görüşmeler yapılarak sorular yönetilip cevaplar arasında ilişki kurulmuştur. Yöneltilen açık uçlu sorularla veriler elde edilmiş ve bu veriler ile değerlendirmelerde bulunulmuştur. Hazırlanan anket soruları Giresun İlinde devlet okullarında görev yapan okul müdürü ve müdür yardımları ile mülakat yapılarak veriler bir araya toplanmıştır. Çalışmanın ilk kısmında kariyer ile ilgili kuramsal kavramlardan bahsedilmiştir. İkinci kısımda ise öğretmenlik mesleği ve kariyer basamakları üzerinde durulmuştur. Daha sonra ise çalışmanın konusu, amacı, yöntemi anlatılarak toplanan veriler değerlendirilerek bulgular ışığında önerilerde bulunulmuştur.</p> <p><strong>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </strong>Elde edilen veriler değerlendirildikten sonra ise ulaşılan sonuçlarda;&nbsp; okul yöneticilerinin, lider olarak sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirmek ve kurumuna ortama katkı sağlamak ile üst kademelere yükselme hedeflerinin olduğu fakat sorumluluklarının fazlalığı nedeniyle iş yüklerinin bu yükselme arzu ve hedeflerinin gerçekleşmesine imkân tanımadığı sonucuna varılmıştır.&nbsp; Bir kısım okul idarecileri ise temelden okul dönemlerinde kariyer planlamalarının olmaması ve bu şekilde öğretmenlik mesleğine başlamaları bulundukları yöneticilik görevlerinden memnun olmadıkları bu sebeple öğretmenliğe tekrar dönmek istedikleri sonucuna ulaşılmıştır. &nbsp;Genel bir yargı olarak ulaşılan ise okul yöneticileri başlangıçlarda yöneticilik görevlerini bir kariyer olarak algıladıkları ve gelişip yükselebilecekleri bir basamak olarak gördükleri ancak bu hedef ve beklentilerin gerçekte var olmadığını görmüşlerdir. &nbsp;Okul yöneticilerinin kariyer gelişimi bağlamında hiçbir eğitim ve imkâna sahip olmadıkları bu nedenle öğretmenliğe dönüşlerin arttığı çalışma sonucunda tespit edilmiştir.</p> Ramazan KULAK BAHA ÖZDEMİR NECDET ÇAĞLAR Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 882 896 10.5281/zenodo.12639587 Aksaray I. Ulusal Mimarlık Dönemi Kamu Yapılarındaki Çinilerin Mevcut Durumu Üzerine Bir Değerlendirme https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/550 <p>I. Ulusal Mimarlık Dönemi, Türkiye’nin imparatorluktan cumhuriyet sistemine geçtiği yılları (1908-1930) kapsamaktadır. Yeni gelen rejimle ülkede büyük bir değişim yaşanmaya başlanmıştır. Savaşın kaotik ortamından yeni çıkan, ekonomisi çökmüş bir ülke kendi milli değerlerine sarılarak yeniden güçlenmeye başlamıştır. Dönemin Batıda eğitim almış; Vedat Tek ve Mimar Kemaleddin gibi öncü mimarları hem modern hem de gelenekseli bir araya getirerek Selçuklu ve Osmanlı geleneğini mimaride canlandırmaya çalışmıştır. I. Ulusal Mimarlık Dönemi İstanbul, Ankara gibi şehirler kadar Anadolu'da da kendini göstermiştir. Anadolu'da bu dönem okullar, hastaneler ve kamu binaları yapılmıştır. Aksaray'da Vali Abdullah Sabri Karter imar faaliyetlerine önem vermiş, yerine gelen Aksaray'ın Valisi Yusuf Ziya Günar da şehri geliştirmeye devam ettirmiştir. Vali Günar tarafından 1927-1930 yıllarında yaptırılan; Adliye ve Jandarma Binası-Vali Konağı yapıları dönemin mimarisine göre; giriş cepheleri, çini bezeme ağırlıklı, simetrik düzende planlanmıştır. Yapıların dış bezemesinde kullanılan çiniler Kütahya Azim Çini Fabrikasında üretilmiştir. Makaleye konu olan I. Ulusal Mimarlık Dönemi Aksaray kamu yapılarından; Adliye ve Jandarma Binası- Vali Konağı yapılarındaki çinilerin mevcut durumu değerlendirilmiş, bozulmalar detaylandırılmış ve öneriler getirilmiştir</p> Ebru Köse Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 897 908 10.5281/zenodo.12639649 İdari Dava Açma Süreleri https://pejoss.com/index.php/pub/article/view/542 <p>Hukuk devletinde bütün iş ve işlemler yargı denetimine tabi olup dava hakkı en önemli temel haklardandır. Bu hakkın herhangi bir sınırlama içinde olmaması ve kullanılabilir bir sonsuzluğa sahip olması kişilerin faydasına bir durum olsa da idarenin eylemlerinin çok uzun bir süre yargı denetimine tabi tutulması, kamu hizmetini sekteye uğratacaktır ve dengeyi bozacaktır. Bu yüzden dünya ülkelerinde idari yargıya sahip olan tüm kurumlarda idarenin eylemlerinde ve işlerinde yargıya başvurulmasından önce belirli bir süre içerisinde dava açışmış olma şartı öngörülen idari yargıda da dava açma süreleri bu araştırma konusunda incelenmektedir. 2577 sayılı idari yargılama usulü kanununda dava açma süreleri özel kanunlarla düzenlenmiştir. Bu kanunda her farklı idari yargı mercilerinde süreler belirlenmiş olup özel kanunlarda belirtilen ve bu kanunların alanına giren kamu hizmetlerinin faaliyetlerine göre tespit edilen dava açma süreleri 1982 anayasamızdan etkilenerek belirlenmiştir<strong>.</strong></p> <p>Bu çalışmada önce birinci bölümünde; “Süre” nedir? Ne değildir? , idari yargıda dava açma süresi, dava açma süresinin gerekçeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda yer alan özel kanunlarda yer alan dava açma süreleri,<strong> </strong>diğer kanunlarda yer alan genel dava açma süreleri ve genel esasları ile özel durumları yargı kararları incelenerek açıklanmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde; İptal davalarında idareye başvuru yapıldıktan sonra tesis edilen eylemlere karşı dava açma süreleri üzerinde durulmuştur. En son üçüncü bölümde; Bu eylemlere karşı açılan iptal davaları haricindeki davalarda dava açma süreleri ele alınmıştır.</p> Zafer Çakır Telif Hakkı (c) 2024 Premium e-Journal of Social Sciences (PEJOSS) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2024-06-30 2024-06-30 8 43 909 919 10.5281/zenodo.12698872