SANATÇI ÖRNEKLERİYLE GİYİLEBİLİR HEYKEL

Özet

Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle sanat ve tasarım alanlarını birbirinden ayıran sınırların muğlaklaşması ile disiplinler birbirleri içinde erimeye başlamıştır. Disiplinler arasındaki sınırın esnediği, zaman zaman kalktığı bir çerçeveden bakıldığında resim sanatının renk ve kompozisyon formasyonu, heykel sanatının üç boyutlu, hacimsel ve kütlesel yapısı farklı ve yeni sanat alanlarının çıkış noktası olabilmektedir. Bu yeni alanlardan biri „giyilebilir heykel‟dir. Giyilebilir heykel; moda ve tasarım olgularının artık bir sanat olarak değerlendirildiği yirmi birinci yüzyılda, özellikle resim ve heykel sanatlarının estetik anlayışından mümkün olduğunca yararlanarak kendine özgü bir alan yaratmaya başlamıştır. Bu alan popüler kültürle sanat arasındaki sınırları da zorlayan ve bu sınırlarda dolaşan bir izlerçevre de yaratmıştır.
Bu makalede giyilebilir heykel alanına, resim ve heykel başta olmak üzere sanatlar arasındaki sınırları esneten, diğer sanat dallarının dinamiklerinden yararlanarak kendi karakterini oluşturan bir disiplin olarak bakılacaktır. Giyilebilir heykelin diğer sanat dallarının göstergeleriyle oluşturduğu yapının somut görüntüleri de sanatçı örnekleri üzerinden ele alınacaktır.