İSLAM DÜŞÜNCESİNDE HÜR İRADE PROBLEMİ: İBN ARABÎ ÖRNEĞİ
Özet Görüntüleme: 284 / PDF İndirme: 116
DOI:
https://doi.org/10.37242/pejoss.38Anahtar Kelimeler:
Ibn Arabî, Kaza, Kader, Kelam, Tasavvuf, A‘yân-ı sâbiteÖzet
İnsandan sadır olan fiiller ihtiyari ve iztirarî olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. İztirarî fiillerin insan iradesinin bir sonucu olup olmadığı noktasında herhangi bir ihtilaf yaşanmazken ihtiyari fiillerin insan iradesinin ürünü olup olmadığı sorunu üzerine yapılan tartışmalar insanlık tarihi kadar eskidir. İrade hürriyeti sorunu günümüzde de felsefe, teoloji, psikoloji hatta modern dönemlerde tıp ilminin dahi inceleme alanına girmiştir. İnsanın irade hürriyeti ve hür iradenin gereği olarak kendisinden ortaya çıkan fiillerinden kaynaklanan sorumluluğu, İslam düşünce tarihi boyunca kazâ-kader ve kulların fiilleri başlıkları altında tartışılmıştır. Bu tartışmaların yoğun yaşandığı İslam’ın ilk dönemlerinde Müslümanlar, kazâ ve kadere dair düşüncelerine göre muhtelif fırkalara ayrılmışlardır. Nazari tasavvufun en önemli simalarından biri olan İbn Arabî, insanın irade hürriyetini ilahi ilmin gayri mec’ul olan a’yanı sabiteye tabi olduğu prensibinden hareketle temellendirir.
İndirmeler
İndir
Yayınlanmış
Nasıl Atıf Yapılır
Sayı
Bölüm
Lisans
Telif Hakkı (c) 2020 Premium e-Journal of Social Science (PEJOSS)
Bu çalışma Creative Commons Attribution 4.0 International License ile lisanslanmıştır.